Haber

Özgür Özel: “Cumhurbaşkanı sarayda olmayacak.

CHP Küme Başkan Yardımcısı Özgür Özel, “Cumhurbaşkanlığı’nı hak ettiği yere, Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız. Külliyeyi bilime, üniversitelere, TÜBİTAK’a ve kamuya teslim edeceğiz diyoruz. 1400 odalı o koca kapı kilitli mi? ?Ama Cumhurbaşkanı sarayda.Olmayacak yarının bilimin, gençliğin, sarayın sarayı olacak.Yoksa külliyeyi niye kapatalım.O kadar para… Ne yaptın. Emine’nin bileziğini takas ettirmedin, takas ettirmedin Hepimizin parasıyla yaptırdın ama Başkan böyle savurgan bir sarayda kalmaz Çankaya Köşkünde çalışacak dedi. Cumhurbaşkanlığı’nın yazlık ve kışlık külliyelerine aitse Özel, “Yazlık saray… Eee, orada cumhurbaşkanı değil, çocuk esirgeme kurumundaki çocuklar tatil yapacak. Kışlık saray… Çoluk çocuktaki çocuklar.” Sosyal yardım kurumu kış tatili yapacak, kayak öğrenecekler. Yoksul çocuklar oraya gidecek. Misafir değil zenginsiniz” dedi.

CHP Küme Başkan Yardımcısı Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün AKP Kümelenme Toplantısı’nda Genel Kurul ve yasama faaliyetlerine katılmayan milletvekillerine “Haklarımı helal etmiyorum” dediğini hatırlatan Özel, “Adamın fırça fırlattığı alkışlıyor. Diyor ya böyle bir matematik, ruh hali, davranış yoksa o zaman Recep Tayyip Erdoğan’ın kalbine, beynine, vicdanına değil parmaklarına ihtiyacı var ve parmak vekil olunca kızıyorsun… Güçlü lider, Recep Tayyip Erdoğan, grubu tutamaz diyor, bir daha girmezler’ dedi.

Konuşmasından satır başları şöyle:

“BÜYÜK ANLAŞMA’NIN KENDİNİ BÜYÜK BİR ŞEKİLDE RAHATSIZ ETTİĞİNİ HEPİMİZ GÖRDÜK: Dün AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan hem kümelenme toplantısında hem de TRT yayınında konuştu. Altı siyasi partinin hazırladığı 244 sayfalık ‘Ortak Politikalar Metni’nin Erdoğan’ın kimyasını önemli ölçüde bozduğunu, rahatsız ettiğini, Türkiye siyasi tarihinde böylesine büyük bir uzlaşmanın, altı partinin böylesine büyük bir uzlaşmaya vardığını hepimiz gözlemledik. onu son derece rahatsız etti. . Bütün Türkiye gözlemlendi.

ERDOĞAN BİR ŞEYE GÜVENİR; TÜM TELEVİZYONLAR BENİ YAŞATIYOR, BUNU KARA SÖYLEYELİM VE O ZAMAN İSPATLADIM BİLE ÇOK KİŞİ İNANMAYACAKTIR. Küme toplantısının neredeyse tamamını bu metne ayırdı. En iyi bildiği şeyi yapmaya çalıştı. Dezenformasyondu. Cumhuriyetin ikinci asrı için dokuz ana başlık, 75 alt başlık ve 2 bin 300 somut vaat ortaya koyduğumuz, yılların ve ayların birikimiyle zulme dönüşen bu metne karşı da bu metni kandırmaya çalıştı. , en iyi bildiği şeye, en uygun şeye, son çare olmasına rağmen sarıldı. Onun işi, bu yazıyı okuyan herkesin artık bu kadar olamaz dediği bir şey. Ama Recep Tayyip Erdoğan bir şeye güveniyor; Bütün televizyonlar bana canlı yayın veriyor. Bu saçmalığı söylüyorum ve aksini ispatlasalar bile birçok insan buna inanmıyor. İnananlar benimle kalacak. Beni dinleyip karşıdakini duymayan benden kurtulur.

KAPALI HASTANELERİ ŞEHİR HASTANELERİ YAŞAYIN DİYE AÇACAĞIZ DEDİK: 21 yıldır bir ülkenin konuştuğu bir kişinin konuşması, söylediği asılsız bilgiler, yaptığı dezenformasyonlar seçmeni etkilemişse vay başına, partisine yazıklar olsun, bu ülkenin durumuna yazıklar olsun. kendisinden başka kimseyi dinleme fırsatı bulamamıştı. Şehir hastanelerini kapatacaklarını söylüyor. Hepiniz okudunuz, oradaydınız. Şehir hastanelerini kapatalım mı diyoruz? Hayır, aksine biz bunu söylüyoruz. Kapatılan hastaneleri açalım ki şehir hastaneleri yaşatılsın diyoruz. Şehir hastaneleri devam edecek. Adı şehir hastanesi olan şehrin dışına yeni bir hastane yapmayacağız diyoruz. İhtiyaçlar doğrultusunda hastaya en yakın yerde en uygun biçimde yeni hastaneler inşa edeceğiz diyoruz. Bursa’ya şehir hastanesi yapıyorsunuz. Bursa merkezden şehir hastanesine gidip 150 TL’ye taksiye binebilirsiniz. Gece yarısı kapattığınız çocuk hastanesine, doğumevine gidemediği için oraya gitmek zorunda kalan insanların mağduriyetini gidereceğiz diyoruz.

EMİNE HANIM’İN BİLEZİKLERİNİ ÖDÜNÇ ALMADIĞINIZ ZAMAN: Kompleksin kapısını kilitleyeceklerini söylüyor. Biz böyle bir şey söylemiyoruz. Cumhurbaşkanlığını hak ettiği yere, Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız, külliyeyi bilime, üniversitelere, TÜBİTAK’a ve kamuoyuna teslim edeceğiz diyoruz. 1.400 odalı o kocaman yerin kapısı kilitli mi? Ama Cumhurbaşkanı bir sarayda olmayacak, bilimin, gençliğin ve yarının sarayı olacak. Aksi takdirde kompleksi neden kapatalım? Bütün o parayı… Onunla ne yaptın? Emine’nin bilekliklerini takas ettiremedin ama aldın. Bütün paramızla başardın. Ancak Cumhurbaşkanı böyle savurgan bir sarayda kalmayacak, Çankaya Köşkü’nde görev yapacak. Halk bunu en doğru şekilde kullanacaktır.

ÇOCUK REZERVASYON KURUMUNDAKİ ÇOCUKLAR BAŞKAN DEĞİL TATİL YAPILACAK: Yazlık saray… Eee, çocuk esirgeme kurumundaki çocuklar orada tatil yapacak, Cumhurbaşkanı değil. Kışlık saray… Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocuklar kış tatili yapacak ve kayak öğrenecekler. Zavallı çocuklar oraya gidecek. Zengin misafirlerin değil. Efendim OHAL KHK’larını iptal edeceğiz dedik. O kadarını söylemedik. OHAL KHK’larından kaynaklanan mağduriyetleri ortadan kaldıracağız dedik. Bu da ne? OHAL KHK’sı ile attınız, görevden alındı. Yargılandınız, beraat ettiniz ama başvurmuyorsunuz. Bu şikayetler ortadan kalkacaktır. Adil yargılanma hakkı ihlal edilmişse, yargılama talebi bağımsız yargı tarafından yeniden ödenecek. O kadar OHAL KHK’sı iptal edilecek… Yok öyle bir şey.

KATAR AMERİKANINA BİLGİ VERİLECEK. UÇAN SARAY GÜVENCESİ VARDI ONA BAĞIŞ YAPMIYORUZ SENİN SARAY SENİN TANK PALETİ MİLLETİN : Arifiye diyor, tank palet fabrikası, satacağız diyor. veya tövbe estağfurullah. Ne satacağız, millileştireceğiz. Verdiğiniz şahısların elinden, Katarlıların elinden alıp ordumuza iade edeceğiz diyoruz. satacaklarını söylüyor. Böyle bir kelime yok. İlk iş onu yapacağız. Katar emrini telefona bağlayacağız, ‘Bizim bir emanetimiz var, sizin de hibe ettikleri uçan bir sarayınız var, bizimkilerin tenezzül ettiği, Ankara Esenboğa’dan havalanacak o uçan saray yerine konulacak’ diyeceğiz. Sabiha Gökçen’de. İçine kaç Katar askeri, komutanı ve subayı nezaketle yüklenecek ve uçak havadayken Katar emirine haber verilecek. Bir kalıntı vardı, o uçan saray, onu küçümsemiyoruz. Sarayın senin, tankın senin palet ulusun. Sözümüz bu kardeşim. Ne kapanıyor ne de satılıyor.

KENDİ PARTİ AMBLEMİ OLAN PARTİ PROGRAMINDA BU YAZILIDIR. DAHA FAZLA NEDEN KONUŞUYORSUNUZ: ‘Belediyelere ve yerel yönetimlere özerklik verecekler’ diyor. Bakın, siz AKP’nin kurucu genel başkanısınız ve parti programı benim elimde. Bu parti programının 54. sayfasında yerel yönetim başlığı var. ‘Avrupa yerel yönetimlerinin özerkliği ilkesine uygun olarak, yerel yönetimin hakkı anayasal sistemimize dahil edilecek’ diyorsunuz. Bakın kendi partisinin amblemi olan parti programında böyle yazıyor, bizi suçluyor. Başka ne hakkında konuşuyorsun?

ADAM FIRÇAYI VURUR VE UYGULANIR. SİZE DİYOR: Tayyip Erdoğan’ın da grup toplantısında Genel Kurul’a gelmeyen 160 milletvekilini bulamaması, gelmediği için Meclis’i yönetememesi ve bu yıl o oturuma kadar Meclis’in 15 oturumu olması, 4 tanesinin kapatılması. Bu yüzden meclisi yönetemez. Onu kontrol etmek muhalefetin işi. Bu sayıyı sağlamak onların görevidir. İki milletvekilinden biri neredeyse kayıp. Çünkü içeride 30, 40 MHP’li milletvekili var. 200 toplayamaz ve kapanır. Vatandaşın vergisi size helal değil’ dedi. O haklı. Hakkımı helal etmiyorum dedi. Kendini ifşa etti. Çok önemli iki gelişme yaşandı. Adam fırça fırlatınca alkışlıyorlar. Sana söylüyor. ‘Ben helal değilim’ derler, alkışlarlar. Ya böyle bir matematik, ruh hali ya da davranış yok. O zaman Recep Tayyip Erdoğan’ın kalbine, beynine, vicdanına değil parmaklarına ihtiyacı var ve parmağa vekil denilince kızıyorsunuz.

GÜÇLÜ LİDER RECEP TAYYİP ERDOĞAN DERSTEN ÇIKAMIYOR: Bu konuşmadan yarım saat sonra 35 basamak yukarıda Genel Kurul salonu var. 10 metre uzaklıkta. Yeniden oylama, ilk ankette bir daha kimse yok. Verilen süreden sonra 200 kişilik zahmeti tamamlamak için koşturdular. Bugün gazetelerde. Böyle bir şey var mı? Bu dağınıklığın, saçılmanın işaretidir. Güçlü lider Recep Tayyip Erdoğan kümeyi elinde tutamaz. Fırça atıyorlar, alkışlıyorlar, gir diyorlar, bir daha gelmiyorlar.

MİLLİ İTTİFAKI MİLLİ İTTİFAKI MİLLİ MİLLETVEKİLİYLE NASIL DOLDURACAK: Boş salon. İçeride çok önem verdikleri yasa tartışılıyor. YÖK Kanunu, boş satırlar. Bizim insanımız görüyor. 3,3 buçuk ay sonra bu kadar yılanlara değil, bu görev için sabırsızlananlara, kederlerine dur diyecek olanlara, o salonun Millet İttifakı, milletvekilleri tarafından nasıl iktidarla doldurulacağı. millet kime misyon yükledi, yasama nasıl olur da bunca beşer çetenin, ailenin değil, milletin menfaatine yapılacak. Herkes görecek.

BU RAPORUN BİR KOPYASINI SAYIN BAHÇELİ’YE VERİN. SİNAN ATEŞ’İN OĞULLARINA VERİN: AKP Genel Başkanı bugün MHP Genel Başkanı ile görüşecek. Ne tartışırlarsa tartışsınlar, biz ittifakın iç işleyişine karışmıyoruz. Ancak Tayyip Bey’den bir talebimiz olabilir. Kendimiz için değil millet için bir talebimiz var. Sinan Ateş’in ailesi için bir ricamız var. Kullanabileceğiniz bir MIT raporu var. Cinayetin tüm detayları, ilişkileri, failleri ve azmettiricileri var. O raporun bir nüshasını Sayın Bahçeli’ye verin. Sinan Ateş’in oğulları için verin. Ailenin isteği doğrultusunda bu konuda bildiklerimizi ya da bilinenleri 40 yaşına gelmeden söylemiyoruz. 40’a 10 gün kaldı. Ailede 40’a çıkmadan önce dedi. Bu ülkenin yöneticileri olarak, işler nereye giderse gitsin, 40’ıncı dönemeçten önce yaşananlara karşı bir duruş sergilemeniz gerekiyor. Bahçeli Bey’e o MİT raporunu göndermediyseniz bugün mutlaka alın. Alıp almadığını söyle. Bu millet 3 buçuk ay sonra bu hesabı isteyecek. Kimin neyi ve nasıl davrandığını bildiğini bilmeye hakkı vardır.

‘SONUÇ KAPAKTA’ DEDİ. EVET VAR: Erdoğan dün çıktı faizi daha da indireceğiz dedi. Çünkü benim inancım enflasyonun sonuç, faizin sebep olduğudur” dedi. Enflasyon faiz düştüğünde ortaya çıkar ve kendini tekrar eder. Bu benim konumum dedi. Benim alanım ekonomi’ dedi. Sonuç belli’ dedi. Evet, ortada. İki grafiğimiz var. Bakın bu ilgiye Erdoğan, buraya kadar müdahil olmadı. Aslında enflasyon ve faiz birlikte gitti. Tüm dünyadaki iktisatçıların yaptığı gibi, faiz silahı fiyat istikrarı ve enflasyonu dizginlemek için kullanıldı. Bununla birlikte, sadece ben biliyorum, faiz oranlarını düşürün dedi. O andan itibaren enflasyonun durumu.

İSMET PAŞA ‘ŞEKERSİZ ÇIKARDIM AMA BABAMLA ÇIKMADIM’ DEDİ. BUNU ANLAMAYIN: Hala elinde, 1946 ekmek karnesi diyor. Ya ekmek karnesi verilirse, bu ülke İkinci Dünya Savaşı’na girmemeli, girerse harap olur. Ama ne olur ne olmaz askerin karısı tok tutulmalı. Kısıtlı, yetersiz gücünüz olsun diye yapılan bir iş ama caydırıcı ordu orada kalıyor, bu Anadolu işgal edilmiyor. İsmet Paşa’ya (Türkiye Cumhuriyeti 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü) sordular, çocuklar ‘Biz şekersiziz’ dediler. İsmet Paşa, ‘Şekersiz bıraktım ama babasız bırakmadım’ dedi. Bunu henüz anlamadı. Peki senin adetin ne? Gece yarısı akaryakıt kuyruğu, SGK önünde EYT’lilerin kuyruğu, İş-Kur önünde işsizler ordusu kuyruğu, ucuz ekmek, yağ kuyruğu… Bir umut kuyruğu. Sonunda milleti kuyruklarıyla, saçmalıklarıyla şaşırtarak iktidarda kalmaya çalışan bir Erdoğan ile karşı karşıyayız.

BU YAKLAŞIMI TÜM VATANDAŞLARIMIZA İMANLARINA TAVSİYE EDERİM: Kurt yediği ayazı unutmamış. EYT’liler unutmasın. Kemal Bey EYT’lilerden bahsederken siz itiraz ettiğinizde EYT’liler onların, çocuklarının, eşlerinin neler hissettiğini biliyor. Bugün bile EYT ile dalga geçiyorlar. Nasıl? 7 ay önce makas değişti. İlk defa EYT olabilir dediler. 7 aydır sallanıyorlar. Ocak’ta 2023’ten önce çözeriz dediler, bakın şubat ayına geldik. Onların bir hesabı var. Olabildiğince geç. İkincisi, paranın sıcaklığıyla oy kullanabilmeleri için bir an önce maaş almaları gerektiğini utanmadan söylüyorlar. 21 yıldır iliğinizi kemiğinizi donduranlar para hararetiyle bana oy verin, size seçim rüşveti diyorlar. Bu noktadayız. Tüm vatandaşlarımızın bu yaklaşımını rahmetlerine teslim ediyorum.

EMEKLİLİKTE PRİM ALANLAR… ALGISINI OLUŞTURMAK VE KAZAĞINI BAŞKAYLA BİRLİKTE ALMAK: Şimdi karşımıza emeklilikte prime takılanlar çıktı. Sigortalı olduğu yıla göre 5 bin 975 güne varan bir kademeli… Mağduriyet. Emekli olacak kişi 975 gün daha ikramiye isteyecek veya çalıştıracak. 3 yıla yakın. Bir hesap var. Bir uzman 2 buçuk milyon kişinin beklendiğini söylüyor, bu haliyle 500 bin kişi olabilir. Bu etki analizlerini görmek isteriz. Olmazsa 60, 100 bin TL verin… İnsanlar nereden bulacak? Bu sefer bir iş bul. Yaşı doldu, primin süresi dolmadı. Emeklilikte maaş alanlar… Algı yaratıp kazağı çöpe atmak.

BU LOGOYU KULLANARAK MEPİMİZİ KUTSALMIŞSINIZ. Murat Bakan… Bir astsubay çocuğu olarak, silahlı kuvvetler personelinin ve polisin sorunlarını dile getiren, çözümlemelerine katkı sağlayan bir dosttur. Hangi partiden olursa olsun, polisi durdurun ve sorununuzu hangi partiden dile getirdiğini sorun. Murat Bakan ilk akla gelen isimlerden biri… Katar’da görev yapan arkadaşlarının Türk bayrağı taşımadığını söyledi. Velcro hemen taktı. 30, 30, 60 gün maaşları ödendi, 80 gün görev yaptılar, 20 gün maaşları ödenmedi. Ta ki 30 Ocak’ta Murat Bakan bunu eleştiren bir tweet atana kadar. 31 Ocak’ta yattı. Sınırsızlığa bakın, aynı gün basın açıklaması. Altında Emniyet Genel Müdürlüğü Emniyet Müdürlüğü… Hepimizin bir kurumu ve logosu. Siyaseti bir iftira olarak algılayan ve neredeyse tek işi Türk milletinin gururu olan polis teşkilatımıza çamur atmak olan CHP Milletvekili Murat Bakan yine söz konusu” açıklamasına bakar mısınız? iftiranın…’ Yazıklar olsun sana. Polisin, jandarmanın twitter hesaplarını Emin Şen’in kot pantolonuna sokan zihniyet, bu logoyu kullanarak milletvekilimizi bize hakaret ettiriyorsunuz, yazıklar olsun. Sokakta “Soylu, yarım ayakkabıyla çıkalım oynayalım” diyorlar. Kimden korkuyorsun. Yapacaksanız açıklama yapın. Neden polisi kullanıyorsun? Emin Şen yazdıysa alnını karıştırdık, yazarız.

BUNU TASARLAYAN TEK TEK HESAP VERECEĞİZ: Emniyetin adı ve logosuyla bir milletin milletvekilini aşağılamanıza vicdanınız el veriyorsa, bu düzen devam etsin diyorsanız, İçişleri Bakanı görevine devam etsin diyorsanız, vicdanınız el veriyorsa oy verin. onlara. Ancak vekilime polisim kalkan olamaz diyenler hakaret edemez, bu süreyi kapatmalarını bekliyoruz. Kapatacaklar. Sonra buna tenezzül edenlerden teker teker hesap soracağız.

ANAYASA MAHKEMESİ SEÇİMİ ÖNCESİ TWEET MÜDAHALE ETMEK NE ANLAMA GELİR: Yargıtay’da dosya okuyup imzayı attıktan iki ay sonra Anayasa Mahkemesi’ne sevk edilen Fidan’dan, Anayasa Mahkemesi başkanına kayyum atanması istendi. İki yaşındaki Anayasa Mahkemesi üyesi, saray hududunu da beraberinde getirdiğini herkes biliyor. Yargıtay üyeleri arasından seçilecekti ya da Yargıtay’a koyup iki ay sonra Anayasa Mahkemesi’ne seçtireceklerdi. Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin başkanı. Bunu gören Zühtü Arslan rahatsız oldu ve bir yıl Anayasa Mahkemesi’nde aday olmayı tercih etti. ve seçim var. Cumhur İttifakı adayı Anayasa Mahkemesi’ne kayyum olamadı. Sabah Zühtü Arslan’ın adaylığına karşı MHP’li Feti Yıldız, kişiliği hakkında bir şey söyleyemem, siyasetin Ceyar’ıdır. Nerede kötülük varsa onun ağzından işitiriz. Anayasa Mahkemesi seçimi öncesi bir tweet’e müdahale etmek ne demek? Bu olmayacak. Vatandaş derneği seçimlerinde bunlar yapılmaz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu